Kentteki bir programa katılan Antalyalı, AA muhabirine, Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ve Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye tarafından finanse edilen IPARD (Avrupa Birliğince aday ve potansiyel aday ülkelere destek olmak amacıyla oluşturulan, Katılım Öncesi Yardım Aracı'nın kırsal kalkınma bileşeni) Programı ve TKDK tarafından projelerin desteklendiğini anlattı.
2011'den bu yana ülke genelinde 25 bin projenin uygulandığını ve programların kapsamının IPARD III ile 81 ilde yaygınlaştırıldığını belirten Antalyalı, bugüne kadar 42 ilde 3,5 milyar avroluk yatırım gerçekleştirildiğini ve bunun 1,8 milyar avroluk kısmının vatandaşlara hibe olarak kullandırıldığını dile getirdi.
Türkiye'nin IPARD programında aktarılan kaynakların yüzde 99,4'ünün kullanılmasıyla aday ülkeler arasında fonları en yüksek oranda kullanan ülke olduğuna değinen Antalyalı, IPARD III ile bu başarıyı daha da ileri taşımayı hedeflediklerini aktardı.
Programın, ülkenin stratejik ihtiyaçlarına göre güncellendiğini vurgulayan Antalyalı, şöyle konuştu:
"Biz bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İnsanların yaşam kalitesini artırmak, insanları doğdukları yerde doyar hale getirmek için büyük çaba sarf ediyoruz. Metropollerde bir kişiye istihdam oluşturmak için harcadığımız kamu kaynağı ile kırsalda istihdam için harcadığımız kamu kaynağı arasında ciddi fark var. Kırsalda çok daha az kamu kaynağı ile iş ve aş imkanı oluşturabiliyoruz.
Pandemi dönemi sonrasında kırsala ciddi bir yönelim oldu. İnsanlarımız büyükşehirlerimizden kırsala tekrar yerleşmeye başladılar. Bunu mutlulukla gözlemliyoruz. Aynı zamanda bizim yaptığımız yatırımlarla sadece büyükşehirlerden değil, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden de Türkiye'ye çok ciddi yatırımlar gelmeye başladı. Gurbetçi vatandaşlarımız da bizim projelerimize teveccüh gösteriyorlar ve orada kazandıkları paraları da gelip ülkemizde yatırıma dönüştürüyorlar."
Kırsal kalkınmanın çok boyutlu bir iş olduğunu belirten Antalyalı, sadece hayvancılık ve tarımla değil, kırsal turizm gibi tüm unsurlarla vatandaşların yanında olduklarının altını çizdi.
IPARD III ile 786 milyon avroluk bir kaynağın vatandaşların hizmetine sunulduğunu vurgulayan Antalyalı, 2025'in ilk çeyreğinde çağrılar ve değerlendirmeler tamamlandığında 251 milyon avroluk kaynağı yatırıma dönüştüreceklerini, ülke genelinde yaklaşık 450 milyon avroluk bir yatırım gerçekleşeceğini bildirdi.
IPARD Programı'na gençlerin ve kadın girişimcilerin de ciddi ilgi gösterdiğine dikkati çeken Antalyalı, "Hibe desteklerimizin yaklaşık yüzde 67'sinden genç kardeşlerimiz faydalandı. Programla 13 bin 500 genç kardeşimiz proje gerçekleştirdi. Aynı zamanda hanımefendilere de pozitif ayrımcılık yaptık. Onlar da 6 bin 500 civarı projenin sahibiler. 33 bin hanımefendi bu işletmelerde iş sahibi oldu. Yaptığımız projelerle yaklaşık 103 bin kişilik bir istihdam oluşturduk. Gençler ve hanımefendiler kırsal kalkınmanın çimentosu. Onların olmadığı bir tarımın, kırsal kalkınmanın sürdürülebilirliğinden bahsedemeyiz. Bunun öneminin farkında olduğumuz için daha yüksek hibe oranı, sıralama kriterlerinde öncelikler veriyoruz. Son dönemde özellikle gençlerde yoğun bir ilgi alaka görüyoruz. Genç girişimcilerde büyük artış var. Bu işlerde yatırım yaptıklarında kendi işlerinin sahibi oluyorlar, genç kardeşlerimizin yanında çalışan onlarca insan oluyor." şeklinde konuştu.
Antalyalı, uluslararası standartlara yükseltilen üretim gücü ve katma değerle yatırımcıların ihracat imkanına da kavuştuğunu kaydetti.
Öte yandan Antalyalı, IPARD III ile kırsal kamu altyapı yatırımlarına da odaklanıldığını anlattı.
2025'in ikinci çeyreğinden itibaren akreditasyonu alındıktan sonra kırsal altyapı tedbirinin uygulanmaya başlanacağını duyuran Antalyalı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Burada il özel idareleri, belde belediyeleri, ilçe belediyeleri, mahalli idarelere özellikle destekler veriyor olacağız. Şu an için 1,5 milyon avroluk yüzde 100 hibe olacak. Yol, su, köprü, altyapı yatırımları, yenilenebilir enerji yatırımları gibi yatırımları destekleyeceğiz. Burada kırsal alanda refahı, yaşam standartlarını artırmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bu miktarı daha yükseğe çıkarabilmek adına AB ile müzakere ediyoruz. Niyetimiz bu miktarı en az 3 milyon avro üzerine çıkarabilmek."
Emekli Konaklarından faydalanan vatandaşlara yönelik sosyal ve kültürel etkinlikler ile birlikte birçok programa imza atan Karatay Belediyesi, Ramazan ayında Konak sakinlerine Kur’an-ı Kerim dersi veriyor.
Karkent, Kumköprü, Mengene, Çelebi, Hacısadık, İşgalaman, Araplar, Fetih Mahallesi, Çatalhüyük, Keykubat, Selim Sultan, Akkonak ve Muhtar Mehmet Dinç Emekli Konakları’nda; Karatay Belediyesi ve Karatay İlçe Müftülüğü işbirliği ile düzenlenen derslere emekli vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor.
EMEKLİ KONAĞI SAKİNLERİNDEN TEŞEKKÜR
Emekli Konağı sakinleri ilerleyen yaşlarında Kur’an-ı Kerim öğrenmenin mutluluğunu yaşadıkları dile getirerek, hem dini bilgilerini tazeleme hem de yeni bilgiler öğrenme fırsatı bulduklarını ifade etti. Derslerin, aynı zamanda sosyal hayatlarına da katkı sunduğunu belirten Emekli Konağı sakinleri hizmetlerinden dolayı Karatay Belediyesi’ne teşekkür etti.
ÇINARLARIMIZ AZİMLERİ İLE ÖRNEK OLUYOR
Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Ramazan ayının birlik, beraberlik ve manevi paylaşım açısından önemli bir dönem olduğunu vurguladı.
Başkan Kılca; “Karatay İlçe Müftülüğü’nün görevlendirdiği eğiticiler öncülüğünde Kur’an-ı Kerim derslerimiz, emeklilerimizin yoğun ilgisiyle sürüyor. Kur’an-ı Kerim öğrenen emekli konağı sakinlerimiz, bunun yanı sıra ilmihal dersi başta olmak üzere temel dini bilgileri de öğrenme fırsatını elde ediyor. Her yaşta Kur’an-ı Kerim’in öğrenilebileceğini gösteren çınarlarımız ilerlemiş yaşlarına rağmen kendilerine yönelik düzenlenen Kur’an derslerine katılarak gençlere örnek oluyor. Bu derslere katılan ve Kur’an-ı Kerim’i öğrenme noktasında çaba gösteren tüm büyüklerimizi tebrik ediyorum. Karatay Belediyesi olarak her zaman onların yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Kılca, Karatay Belediyesi’nin emeklilere yönelik sosyal projelerin devam edeceğini belirterek, Ramazan ayının tüm Karataylılara huzur ve bereket getirmesi temennisinde bulundu.
Süper Lig’in heyecan dolu 28. hafta karşılaşması Konyaspor-Beşiktaş maçı, sadece Konyaspor’un güzel futboluyla değil, maç öncesi, sonrası ve tribünleriyle de hafta sonuna damga vurdu.
‘BU GALİBİYET ÖZEL ÇOCUKLAR İÇİN…’
Konyaspor’u desteklemek için tribünde yerlerini alan Meram Down Sendromlu Bireyler Yaşam Destek Merkezi DOSD Meram’ın özel çocukları, şehrin takımına büyük şans getirdi. Özel çocukları maç öncesinde Konyaspor Başkanı Ömer Korkmaz karşıladı. Korkmaz ile özel çocuklar arasındaki sıcak sohbetler renkli görüntülere sahne oldu. Süper Lig’in 28. haftasında Beşiktaş’ı ağırlayan Konyaspor, maç öncesi ısınmaya 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’ne DOSD Meram’ın ‘Şimdi Dosd’luk Zamanı’ pankartıyla sahaya çıkarak farkındalık mesajı verdi. Takımların sahaya çıkışı sırasında ise DOSD Meram’da eğitim alan down sendromlu Şevval, hakemle birlikte seremoniye katılarak büyük bir mutluluk yaşadı. O an, tribünlerde duygusal anlara sahne olurken, stadyumda büyük bir alkış koptu. Tribünlerden yükselen coşku, sahaya da yansıdı. Konyaspor, özel misafirlerinin de destekleriyle Beşiktaş’ı 1-0 mağlup ederek kritik bir galibiyet aldı. Minik yüreklerin sevgisi ve enerjisiyle sahada mücadele eden futbolcular, maç sonunda tribünlerden büyük alkış aldı.
Bölgenin sağlık üssü konumundaki Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Türkiye’de bir ilke daha imza attı. MS hastaları için oluşturulan Multipl Skleroz Yaşam Merkezi hizmete açıldı. MS tanısı alanlar merkezden ücretsiz yararlanabilecek.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ABD Öğretim Üyesi ve Multipl Skleroz Yaşam Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Haluk Gümüş, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde 3 Mart 2025’te MS hastalarının yaşam kalitesini artırmak, hayata adaptasyonlarını hızlandırmak amacıyla açılan Merkezin, Konya ve Türkiye’de ilk olduğunu söyledi.
Yaşam Merkezinde MS tanısı almış hastalara hizmet verildiğini belirten Prof. Dr. Gümüş, “Tanılar ve muayeneler doğrulandıktan sonra hastalar fizik tedavi kliğine yönlendiriliyor. Hekimler tarafından tekrar muayeneden geçen hastalar için bulgulara göre fizyoterapi süreci başlıyor. Uygun olan hastalara yoga, plates, nefes terapisi gibi eğitimler veriliyor. Hastaların büyük kısmı diyetisyen eşliğinde uygun beslenme metodları eğitimi alıyor. Psikolog eşliğinde hem psikoterapi hem de psikolojik testler uygulanıyor” dedi.
MS tanısı almış herkesin Multipl Skleroz Yaşam Merkezinden ücretsiz bir şekilde faydalanabileceğini aktaran Prof. Dr. Haluk Gümüş, “MS daha çok 20 – 40 yaş arasındaki kadınlarda görülüyor ama her yaşta da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle Merkezimiz herkese hizmet veriyor. MS hastalarında görme bozukluğu, denge bozukluğu, kas güçsüzlüğü, uyuşukluk, yorgunluk, çift görme, idrar tutamama, depresyon, unutkanlık gibi birçok semptom ortaya çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Gümüş, Merkezin açılmasında kendilerine destek veren Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz’a, Üniversite ve Tıp Fakültesi yönetimine, hayırsever iş adamlarına teşekkür ederek “MS hastalarımıza daha kaliteli hizmet verebilmek için yardımseverlerin desteğine ihtiyacımız var” diye konuştu.
